Nuhun gemisi nerededir, Nuh tufanı neden olmuştur, Nuhun gemisi hakkında bilgi.
Bilginler, yüzyıllar boyunca, Nuh’un gemisinin yıkıntılarının Ağrı Dağı tepesinde olduğu iddiasındadırlar. Bu yüzden sayısız bilim heyetleri, dağa tırmanmışlar, araştırma yapmışlardır. Kutsal kitapların yazdığına göre Nuh’un gemisinin tufana tutulması, kısaca, şöyledir:
Tanrıya inanan, onun yolunda yürüyen Nuh Peygamber zamanında yeryüzü bozulmuş, insanoğlu doğru yoldan çıkmıştı. Tanrı, insanları yok etmeyi kararlaştırdı ve Nuh’a bir gemi yapmasını bildirdi. Bu gemi, üç yüz arşın boyunda, elli arşın eninde, otuz arşın yüksekliğinde ve üç katlı olacaktı. İçerisi ışıklı, kapısı yandan, içi dışı ziftlenmiş olacaktı.
Tanrı: “göklerin altında kendisinde hayat nefesi olan bütün beşeri yok etmek için tufan getireceğim, hepsi ölecek” diye emretti. Nuh, gemiyi yaptı. Tanrının emri gereğince, yeryüzünde bulunan hayvanlardan temiz olanlarından yedi erkek, yedi dişi, temiz olmayanlarından iki erkek, iki dişi, sürüngenlerden iki erkek, iki dişi ve kuşlardan yedi erkek yedi dişiyi gemisine aldı. Yeter miktarda yiyecek doldurdu. Kendisi, karısı, oğulları, Sam, Ham, Yafes ve karıları da gemiye binip kapılarını kapattılar. Yedi gün sonra başlayan yağmur, kırk gün kırk gece devam etti.
Sular bütün arzı kapladı. Yeryüzünde kalan bütün insanlar ve hayvanlar öldüler. Yalnız gemide bulunanlar sağ kaldılar. Aradan 150 gün geçtikten sonra sular azaldı. Nuh’un gemisi Ararat (Ağrı) Dağının üzerine oturmuştu. Penceresini açıp, önce kuzgun, sonra güvercini sular tamamen çekildi mi diye anlamak için gönderdi. Güvercin konacak yer bulamayıp geri döndü. Yedi gün daha bekledi. Tekrar saldığı güvercin, ağzında yeni koparılmış bir zeytin daliyle gemiye girdi. Sular çekilmişti. Tanrının emri üzerine gemiden çıktılar ve tekrar çoğaldılar.
Kutsal kitapların yazdığı Ararat Dağı, bizim adına Ağrı Dağı dediğimiz dağdır. O zamanlar dünyanın en yüksek dağı olarak biliniyordu. Bu yüzden geminin enkazının dağın tepesinde veya tepeye yakın bir yerde bulunması gerektiği kanaatine vardılar. Ağrı üzerindeki araştırmalar, 2 bin sene evveline kadar uzamaktadır.
Yakın zamanlarda ilk ciddi araştırma 1949 yılında yapıldı. Amerikalı arkeolog Dr. Smith ve arkadaşları 21 ağustos ile 11 eylül arasında Ağrı Dağını adım adım, etekten tepeye kadar araştırdılar. Dr. Smith, kutsal kitaplardan başka, bilhassa Babil tarihinde Tufan olayına ait hikaye ve efsaneleri iyice tetkik etmiştir. Bilginlere göre, İncil ve Tevrat gibi kitaplar, Tufan olayını, Babil tarihi kaynaklarına göre kaydetmişlerdir. Bunlara göre Tufan, onuncu Babil hükümdarı Hasis-Andra zamanında olmuş ve gemiyi de Hasi Andra yapmıştır. Bu kaynak da geminin Ararat (Ağrı) Dağı üzerine oturduğunu bildirmektedir. Yakın çağlarda Ağrı Dağında yapılan araştırmalarda Nuhun Gemisinin izlerine rastlandığı ilk defa 1829 yılında iddia edilmiştir. Daha sonra 1916 yılında Wladmir Roskovski adında bir Rus pilot’u uçakla Ağrı’nın üzerinden geçerken geminin enkazını gördüğünü iddia etmiştir.
Dr. Smith ve arkadaşlarının aramaları boşa gitti. 1950 yılında aynı heyetin yaptığı araştırmalarda da Nuh’un Gemisi bulunamadı. 1954 yılında, Amerikalı uzman John Libi başkanlığındaki heyet de Ağrı Dağının tepesine kadar çıktı. John Libi 1958 yılında tekrar Türkiye’ye geldi. Bu sefer, heyet daha kalabalık ve daha azimli idi. Nuh’un Gemisini bulacaklarına inanıyorlardı. Heyet 18 ağustos 1958 de dağa tırmanmaya başladı. Ağrı yamaçlarına kadar buz tutmuş karlarla örtülü idi. Heyet 62 yaşındaki John Libi, dört dağ askeri, 4 gazeteci ve bir Türk süvari yüzbaşısından meydana gelmişti.
3200 metreye kadar, döne dolaşa, atlarla çıkıldı, 4200 metreye varılınca, çadırlı kamp kuruldu. Atları bıraktıktan sonra, heyet eşyalarını sırtlarında taşıdı. Gece olunca ısı —10’a kadar düştüğü için, zorluk çekiliyordu. Her taraf karlarla örtülü olduğu için, içi sıcak hava dolu olan uyku tulumlarını giydiler. Ertesi sabah, zirveye ulaşmak üzere yola çıkıldığında tipi başlamıştı. Buz tutmuş karlar kaygandı. Bu arada bir ayı sürüsü hücumuna uğrıyan heyet üyeleri canlarını güçlükle kurtardılar. Önce kaybolup sonra bulunan John Libi, Doğu Bayazıt’a inerek camiye gitti ve Müslüman olmaya karar verdi.
Geri dönüşte tekrar aramaya koyuldular. Netice’de Nuh’un gemisinin izlerini bulamayan heyet 28 ağustos 1958 de geri döndü. 1960 yılında dağa bir başka heyet çıktı ise de o da Nuh’un Gemisini bulamadı. Bütün bu başarısız seferlere rağmen, bilginler, Nuh’un Gemisinin enkazının Ağrı Dağında olduğunda ısrar etmektedirler.